Pazartesi, Aralık 05, 2011

Burası bir ' ev ' aslında..

Burası bir ev aslında, sadece adı kafe, Kandillide ,iskelenin hemen karşı komşusu , huzurlu, sakin, şık. Bir evin oturma odası, dinlenme odası, mutfağı her şeyi..,



Bağıra bağıra göstermiyor kendini, öyle özel camları var ki onlar dikkatinizi çekip merak ettiriyor. Çok fazla özenilmiş, her cm karesi hesap edilmiş, her objesi mekânın bir parçası. Durup düşünüyorsunuz bu nasıl olur diye, başka yerlerde illa ki bir sakillik, fazlalık , yakışmamışlık bulunur ama burası öyle değil..


Birkaç aydır önünden geçtiğim ve dışarıdan göz attığım bu şık mekânı bu sefer keşfetmeye karar veriyorum ve kahve içmek için giriyorum. Gülümseyen yüzler bana ‘hoş geldiniz’ diyor. Öyle samimi ki ‘şekerli kahve ‘ dememe rağmen ,’nasıl yapalım, kaç şeker atalım’ diye soruyorlar, bunu çok seviyorum çünkü evimde içtiğim kahvenin aynısını yapmak istiyorlar. Kahvemi içerken etrafı inceliyorum, şık masalar, kişilikli sandalyeler, 2 olmadı 3 defa baktıran objeler. Seçtiğim koltuk klasik, Fransız tarzı, önümdeki şahane camlardan dışarıda sakince akan Boğaz ve süzülen gemileri ile içim huzur doluyor. Kahvem geldiğinde bu mekânı fotoğraflamak ve yazmak istediğime karar veriyorum, öyle bir anda geliveriyor işte. Soruyorum, Naz hanımı çağırıyorlar, içimden mutlaka negatif cevap alacağımı düşünerek bekliyorum, karşımda cıvıl cıvıl minyon bir genç kadın, beni dinliyor ve bu teklifime seviniyor. İşte o anda içimdeki ilham büyüyor! Mekânı fotoğraflamaya başlıyorum. Öyle çok detay var ki, öyle özel ki her obje.. her noktayı çekmeye çalışıyorum ve çektikçe ‘görüyorum’ ..Naz’ın ve annesinin kişiliğini, zarafetini , samimiyetini.. hayran kalıyorum..





Naz ile konuşunca amatör ruhunu hemen anlıyorum, içindeki heyecanı, aşkı, yaptığı işe duyduğu sevgiyi, ve sorumun cevabını alıyorum.. o burada yaşıyor, burası onun evi.. Sevdiği müziği, mantıklı tonda çalıyor, sunumlarını evinde yaptığı gibi yapıyor, yanında olan insanlara bunu aşılamış biri Naz. Herkes sanki evine misafir gelmiş, ona servis yapıyor gibi.. samimi , sıcak..







Naz durumu şöyle özetliyor ; ‘ hayatı ıskalamak istemedim, sevdiğim bir işi yapmak istedim’ ve işte o burada bunu yapıyor. Mayıs 2011 den bu yana ev-ofis-kafe mekânında gönlündeki işi yapıyor; insanları mutlu ediyor.








Kafe ‘nin üst bölümünde kendine çalışma bölümü yapmış, yine evinde gibi ve çok şık, yanına gidiyorum ‘buranın hikâyesi var mı ?’ diyorum. Gülümsüyor, ‘olmaz mı’ diyor ve anlatıyor;

Naz bu işe annesi ve bir ortağı ile niyet etmiş, ancak hesap çarşıya uymayınca annesi ile yola devam etmeye karar vermiş ve böylece bu şahane ortamı yaratmışlar. Öyle ki evlerinden objeler taşıyorlar. Pazartesi dışında her gün sabahtan akşam 18:00 e kadar orada geçiriyor vaktini.. kafesinde ki her noktaya, her gün bakıyor, aynı heyecanla, mutlulukla. Mucizevi dokunuşlar yapıyor.





                                                           ferahlamak isteyen?


                                        ayaklarınıız uzatın, kitabınızı alın birde müthiş çayınız..



Bu mekânda birde çok özel eşyalar ve objeler satılıyor, gümüşlükler, çok şık makyaj çantaları, özel tasarlanmış peçetelikler, çok ucuz değil ancak çok özeller.

Birde Ayvalık zeytinyağı var ki, şahane 





Kandilli Cafe aynı zamanda catering hizmeti de veriyor ve her organizasyona uygun şahane pastalar yapıyorlar. Geç saatlere kadar kahvaltı keyfi ve şahane yemekleri unutulmaz. Özel parti organizasyonu yapmak istiyorsanız burası bunu tam yeri, evinizde gibi, şık bir ortamda kusursuz müzik sistemi ile donatılmış bu mekân, kendinize veya sevdiğinize özel bir parti vermek için ideal.



uzun sohbetler masası..







Akşam 18.00 de kapatmalarının sebebi tahmin ettiğim gibi aile hayatlarına gösterdikleri saygıdan, hem Naz hem çalışanlar akşam 18.00 de evlerinde olmak üzere yola çıkıyorlar.




















                                                           iştah durumu nasıl ? ;)





noel ağacı birde böyle olur , şahane !




                                                                  vurucu altın parıltılar...




şahane yılbaşı...



Kafe’nin önündeki ağaca bembeyaz saten kurdeleler asıyorlar , dilek ağacı gibi ve Arnavut kaldırım taşlı arka bahçe özenle yapılmış.. Sevdiklerinize ya da sadece sevdiğinize güzel bir sürpriz yapmak, ya da kendinizi özel hissetmek için gidin ve bu yazdıklarıma nasıl hak verdiğinizi bana geri yazın ;)

















                                                                   detaylardaki zarafet...




yoldan geçerken bu daveti görüyorsunuz, hayır demek mümkün mü? 





                                                    dışarıdan cıvıl cıvıl ,içeriden huzur dolu...

İşte Naz ..:)




                                                                   ve işte olayın özeti ;

yerini sorun tarif edeyim :))))

Hayat bize sunulan bir armağandır ve böyle yerler bu armağanın süsleri.

Sevgiyle..

Nihal Harmanlı



Doğa’ya saygı duyalım, hayvanları sevelim



2 yorum: