Cuma, Ocak 06, 2012

Soba etrafında yaşam ve ....





Dedem gidiyor.. nereye? Gerçekten gidilecek bir yer var mı?


Olmalı, madem hiçbir şey yoktan var edilmiyor veya vardan yok.. ruhu bir yere gidiyor..

benim zihnimde hep , o çınar gibi adam, kökleri çok derinlerde bizlere gölge yapıyor..

Biz torunlar onun gölgesine sığınmış, taşmadan oynuyoruz, güçlü kolları-dalları, gülümsemesi -yapraklarının arasından sızan güneş, kaş çatması ,kızgınlığı ise rüzgarın yapraklarını savururken ki sesi..

Son 1 yıldır yataklarda geçiriyor ömrünü, buna yaşam denirse. Çocuklarına mahkum, odasında 1 yatak, 1 tane soba ,arada açılıp kapanan televizyon ve telefon.. ama onun tek gördüğü önündeki kocaman pencere ve kendi ektiği çiçekleri.. o her zaman çiçeklere aşık bir adam.. o pencere bahçesine bakıyor…….

Bulgaristan ,kendi toprağı ,doğduğu, ektiği, oynadığı, büyüdüğü.. Türk ya , kalktı geldi buralara ama aklı hep orada. O hep Türk’tü, hem de en hasından , tek istediği , Türklüğünü sevdiği doğduğu topraklarda yaşamaktı, nitekim yıllar sonra döndü ,kavuştu toprağına, havasına, evine. Çok mutluydu, toprağı ile uğraşıyordu .Sonra birden bire vücudu aklına uymamaya başladı, aklı gençti bedeni yaş almış..

Düşüverdi yataklara, birilerine muhtaç. Öyle zordu ki, öylesine gururluydu ki..

Onu en son ziyarete gittiğimde , görüntü karşısında dehşete düşmüştüm ama tuttum kendimi, kabullenmedim, aklı gidip geliyordu ,ben , buna inat çaresizce onu eski haline ,hep yaptığı esprileri hatırlatarak yaptırmaya çalışarak döndürebileceğimi sanıyordum. Ben kendimce, Onun beyin fonksiyonlarına savaş açmıştım , içimden lanet okuyarak zorluyordum dedemi. Bazen işe yarıyordu, çoğu zaman değil..

İnci dişlerini aradı hep gözlerim ,gülsün istiyordum, biliyor musunuz , bu dişler kendi dişleriydi! Siyah bıyıklarına baktım hep , yaş almadığını ispat ararcasına baktım durdum, fotoğrafladım, kilitledim onu makinama!...

Ellerine baktım, aynıydılar sanki.. uzun yıllar görmeye alıştığım gibi . Delici bakışları, meydan okuyan o gözleri, yakışıklı yüzü..



Dedemle ninemin güzel bir hikayesi var, ninem dedeme aşık, belki de hala, zengin aile kızı. Köyde , toprak zengini, dedem ise fakir ailenin gururlu genci. Çok yakışıklı, ninem dedeme göz koyuyor, kızlar dedemin peşinde , ninem daha çok peşinde. Bir gece kaçıp dedeme ‘ senin olacağım’ diyor ve oluyor da sanırım ama bu kısmını ayrıntılı anlatmıyorlar bir türlü …

Dedem hep der ‘ beni kandırdı bu köse ‘ , köse bizim Bulgaristan Türkçesinde kısa manasında kullanılır, kendi çok uzunmuş gibi..

Dedem ,muhteşem öğretmen, her gittiği yerde öğrencilerini kendine aşık eden adam, kendi kızını da öğretmen yaptı, yetmedi beni de uzun yıllar ikna etmeye çalıştı. Belki de dinlemeliydim onu, bilmiyorum.

Hakkım varsa sende, helal olsun Dede.. Bekir dede.. nereye gidiyorsan biz de geleceğiz, hepimiz, sırayla yada sırasız…

Üstten ikinci torunun Nihal..

06.01.2012



Parça pinçik, kopuk bir yazı.. ama bu sefer böyle affedin.. içimden ne geldiyse..

Geçen sene ilk yatağa düştüğünde yazdığım yazıyı buldum …

30.mart.2011

10:00

Benim Dedem gidiyor..

Varsa, diğer Diyar’a göçe hazırlanıyor

Yazık ki onunki acılı oluyor

O koca adam

O yakışıklı insan

İçine çöküyor..

İçindeki kemikler etinden belirginleşiyor,

O gururlu adam,

Yataklara bağlanıyor,

Elleri, ayakları…

O güzel öğretmen

O şahane insan,

Harika gülüşü ,inci dişleri ve dalgacı hali ile

Siyah bıyıkları ve kar saçıyla..



İnsanın kayıp gitmesinden daha acı

Kayba hazırlanması mıdır…

Kabullenmek mi lazım isyan etmek mi..

İlk defa karar veremiyorum..

yüzüm çarpık, içim acı!



Çocukluğumun en güzel zamanlarını bana hediye eden

O harikulade yazları yaşatan..

Her okul öncesi okul gereçlerini tüm torunlarına alan öğretmen Dede’m..



Garip ki her aklıma düştüğünde en yakışıklı ve dinç hali ile gözlerimin önünde

Ve hatıramda ; ona her gidişimde’ Bana gençlik getirdin mi kızım’ diye sorması

Ve benim ’getirdim Dede’ demem..

Şimdi.. keşke ömrümden ona ömür verebilsem ..en azından 1 bahar daha..

O aşık olduğu çiçek bahçesi ile yeniden ve son kez ilgilenebilsin diye

Her çiçeği tek tek sevsin diye..

O aşık olduğu Bulgaristan toprağını son bir kez koklasın.. alışamadığı İstanbul’da yaşamadığı için şükretsin diye..



O, bu diyardan giderse.. ona , bir bahar günü

Çiçekler, ağaçlar açarken gitmek yakışır..

tıpkı sevdiğin gibi..

dede…

torunun Nihal




1 yorum:

  1. Çok zor,gidenin bir daha gelmeyeceğini bilmek işte bu insanı mahvediyor.

    YanıtlaSil